“ Eğirdir Gölü “en temiz” göldür… Enstitüler kaldırıldı…su ürünleri gitti….batan… yalan ve iftira atmak… siyasi malzeme …” (Yetkililerin açıklamaları… Akın Gazetesi- 23 .AĞUSTOS 2013 ”
Gölün sorunları bellidir, fakat laf üretmek yerine , bilme inanarak ve yapılan bilimsel çalışmalara önemseyerek, sabırlı ve kararlı çalışmaları yapmak gerekir. Çözüm; bazı yöneticilerimizin gölün sorunları için verdikleri pratik cevaplarla sağlanmaz…
Gölün dışı başkalarını, içi bizi yakmakta… Dışı yananlar yöneticileri kutlamakta… kutlananlar; içi yananlara ise…”yalan ... batan… iftira… malzeme…” Gelelim yöneticilerin gölün sorunlarının çözümüne verdikleri yanıtlara..!!!
*Gölde aşırı oranda artan su bitkileri ve su yosunları (alg) için , yöneticimiz;
- “..ne yapalım , onlar Hoyran dan, Barla dan geliyor, Eğirdir de sorun yok” …
-Sayın yetkili; bilimsel araştırmalar derki: Aşrı bitki görülen göller, sorunlu göllerdir.
* Yıllardır Eğirdir ve çevresindeki yaşamın ve turizmin öncelikli sorununu teşkil eden sinekler (gümül) için; yöneticimizin çözüm önerisi;
-“ akşamları ışıklarınızı söndürün, sinek gelmez…..”
Sayın yetkili; bilim sel araştırmalar derki : Gün vb. sinek sorunu olan doğal göllerde, ekolojik kayıplar söz konusudur, doğal denge bozuktur
*Gölde balık varsa o göl de sorun yoktur”……. bakışına.. ne denilir?
-Sayın yönetici; bilim sel araştırmalar derki: Balık kesinlikle gösterge değildir. Doğal göller, doğurgandır, üretkendir. Doğal göllerin balıklandırılması “altın yumurtlayan tavuğa kesmeye benzer”. Dişli balık ; bunun örneğiydi! Akıllanılmadı…Balıkta ,balık denildi..bir şey olmaz denildi…Balıklandırma takozla, gümüşle balıklandırmaya devam edildi…
Sonuç; bunlar dişliden de beter çıktı.. ben…biz atmadık… kaçıvermiş…yanlış yapıldı… denildi…Sırada ne var… Kızmak yok… Çözüme gelinmeli… Eğirdir Gölü gibi doğal göller ; sağlıkları bozulmadıkça, verimlidirler, şifa kaynağıdırlar… Doğurgandır….doyurandır….
*On yıl aşkın süredir gölde balıklandırma çalışması yapılmakta ama, Eğirdir de satılan sazan balıklarının çoğunun Karacaörenden getirilmekte … (Balıkçılar %90nı…)
-Bilim sel araştırmalar derki ; Sazanda cinsi olgunluk yaşı dişilerde 3-4, erkeklerde 3’tür. Göle atılan sazanalar ne zaman büyüyecek.?Balıklandırmayla, balıklar dişliye yem oldu?)
* Eğirdir Gölü’nün su ürünleri potansiyelini artırma çalışmalarındaki bir araştırmacının!!! “…atalım, biz atmazsak nasıl olsa! başkaları atar” mantığı… nasıl bir malzemedir?
-Bilim sel araştırmalar derki : Göl havuz değil. Doğada ve Eğirdir Gölü gibi kontrol altına alamayacağınız göller için ya tutarsa olmaz, bin ölçüp, bir biçilmeli… Her ilaç, herkese iyi gelmez…
Gölün sorunlar böylemi çözülmeli? Gölü “malzeme yapmak” yerine, korumak gerekmez mi? Kararı sizler verin…
Eğirdir Gölü’nün büyük bir kesiminde tarımsal kaynaklı(Azot –Fosfor) kirlilik söz konusudur(Yaptığımız çalışmadan uydu verileri…)
Gölün dip kısmında; azot , fosfor gibi dış yükler içeren dip çamuru birikmektedir.
Bir daha seslenelim…Sesimizi duyan var mı? ……. gelin “Yer yüzü cennetimiz…. Hazinemiz… …namusumuz….” dediğimiz , dünya mirası olan Eğirdir Gölü’nü masaya yatırıp, istediğimizi söyleyenlerle değil, siyasilerle, balıkçılarla, yörede yaşayanlarla, farklı disiplinlerle tartışalım, ne dersiniz….
Gölün adı EĞİRDİR… Partiniz, politikanız Eğirdir olsun dileklerimle … Saygılar... Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi-Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Eğirdir-Isparta Temsilcisi