İŞTE BÖYLE KAZANDIK
‘Isparta Üniversitesi’ kurulması için ilk toplantı 15 Eylül 1976’da Vali Sabahattin Çakmakoğlu ve Belediye Başkanı Fuar Uyar koordinasyonunda toplanacaktı. O gün, Isparta’da uçak düştü. Zirve 6 Ekim 1976’ya ertelendi… Akademi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Faruk Suner kanser tedavisini yarım bırakıp geldi. Ve Belediye Başkanı Fuat Uyar, ilk kez, ‘Dağ Yolu/ İstanbul Asfaltı Çıkışı İki Tepe’de üniversite için 300 Dönüm arsa tahsis etti. İlerleyen yıllarda Doğu Kampusu da konuşlandırılacaktı.
BUYURUN, SİZ DIŞARIYA
Fuat Uyar, Belediye Başkanlık Dönemi’nden sonra en çok itham edildiği Sema Halı için ilk kez konuştu: ‘Sema Halı Projesi’ benim açımdan bir facia değildir. Bana dediler ki, (‘-verelim sana 3- 5 KRş; projeden dışarıya çık; git...’) Banka’daki 1’er Milyon Lira’lık 9 ayrı senedi aldım; muhataplarına uzattım; (‘- buyurun; siz dışarıya’) dedim. ‘Sema’ konusunda herkes ile yüz yüze görüşmeye hazırım. İftiralara cevap gereği duymadım. Nasılsa yalan bir gün yüze vurulur.’
DEMİRYOLU PROJESİNİ BULUN
Dereboğazı Yolu Gerçekleştirme Derneği 1951’de Isparta- Antalya Demiryolu Projesi yapmıştı. O Projeyi Almanya Hükümeti’ne de götürdük. Dediler ki, (‘- Biz bu hattı döşeriz, mühim değil.’) Çalışma başladı. Atabey’de (‘- Fuat Uyar antika arıyor’) dediler. Cumhuriyet Savcısı karşısına çıkarıldım. O an bu yatırımı bıraktım. Müteşebbisler, şimdi o projeyi bulabilir. Revize edilip Ulaştırma Bakanlığı’na götürülebilir.’
BİR DÖNEMİ AYDINLATIYORUZ
Tez şu:
‘Isparta’da birlikte iş yapma kültürü yok.
Ortaklık kurma felsefesi inşa edilemiyor. Bilgi birikimi ve finansman aynı şemsiye altında birleştirilerek ulusal/ uluslararası ölçekte marka inşa edilemiyor.
Bunun da tek sebebi var: Isparta’nın yaşadığı Sema Halı Faciası…’
Tez şöyle güçlendiriliyor:
“Büyük bir çoğunluğu ‘Isparta İnce Hasgül İpek ve Yün El Halısı’ üreticisi olmak üzere 9 kişi bir araya geldi. 1’er Milyon Lira sermaye koydu. Başına da 2 Dönem Belediye Başkanlığı yapan Makine Mühendisi Fuat Uyar getirildi.
Ancak Fuat Uyar’ın parası yok. O zaman 9 ortak Fuat Uyar adına 100’er Bin Lira yatırdı. Sema Halı Projesi’ne hissedar yaptı.
Ancak Fuat Uyar, 9 hissedara (‘- Ben çalışıyorum. Ayrıca maaş hakkım var’) dedi. Bunun üzerine 9 ortak kızdı, Sema Halı Projesi çöktü.
Tek sebep Fuat Uyar’dı…’
Ve bir dönem DÜNYA MARKASI olan Isparta İnce Hasgül İpek ve Yün El Halısı’nın teknolojiye yenilmesi sonrasında MAKİNELEŞEMEMİNİN suçlusu hep Fuat Uyar ilan edildi. Denildi ki;
(‘- Gaziantep’te tek bir İplik Fabrikası yok iken; Isparta’da o dönem 22 Fabrika’nın üretim çarkının dişlileri dönüyordu. Gaziantep, bir El Halısı almak için 3 hafta Isparta’nın o dönemki ‘kirli- paslı’ otellerinde bekliyordu. Zaman geldi. El Halısı teknolojiye yenildi. Sema Halı, Makineleşme Devrimi idi. Makine Mühendisi Fuat Uyar Sema Halı’da hisse yanında maaş isteyerek yok etti. Şimdi Isparta’da bir tek Makine Halısı yok. Gaziantep, yılda Milyar Dolar Makine Halısı ihraç ediyor.’)
VE İLK KEZ KONUŞTU:
YALAN, YALAN, YALAN
Neredeyse çeyrek yüzyıldır yukarıda özet halinde okuduğunuz bu hikâye anlatılıyor. O Makine Mühendisi hep sustu. O Makine Mühendisi Fuat Uyar’dan başkası değildi.
Ve sonunda konuştu:
(‘- Bu iftirayı ortaya atanlarla yüz yüze görüşmeye hazırım’) dedi;
(‘- Niçin çeyrek yüzyıldan fazla sustuğunu’) sorduk; (‘- iftiraya cevap gereği duymadım; nasılsa yalan bir gün yüze vurulur’) dedi.
Isparta’nın ‘AMİRAL GEMİSİ’ Gazeteniz AKDENİZ, Yakın Tarih’in en önemli 3 Dosyası’nı açıyor:
Söz, ‘ZAMANIN ÖTESİNDE’Kİ Büyük Usta Fuat Uyar’da…
“- Bizde Anonim Şirketlere böyle söylerler
Örnek GÖLTAŞ
4 Bin ortağı vardır
Her yıl kâr dağıtır. Ama yine de suçlanır: (‘- Yeterince kâr dağıtmıyor’) diye
Biz Sema Halı’yı Anonim Şirket (A.Ş.) olarak kurduk başlangıçta
Kurduğumuz zaman 10 ortaktı
Her biri 1’er Milyon senet verdiler. Nakit değil. Altını çizerek söylüyorum. Nakit değil…
O senetle ben harekete geçtim
O senetleri tahsil için İş Bankası’na koyduk
Ve projeyi, fizibiliteyi yaptırdım.
Fizibilite ile beraber Banka Müdürü’ne gittik.
Banka Müdürü (‘- tamam’) dedi; (‘- kredi konusunu çözeceğim’)
Biz de eli- kolu sıvadık; harekete geçtik.
Bu ortaklardan bir kısmı ile Avrupa’ya gittik. Makine Halısı’nı imal eden makine fabrikalarını dolaştık.
Dolaştık, dolaştık, tamam. Belirli bir noktaya geldik.
Ben Atabey’de arsayı aldım.
O dönem paranın değeri devamlı düşmekteydi. Bir miktar parayla İstanbul’dan fabrika yapımı için inşaat demiri aldım.
Neden erken hareket ettim. Paranın değeri düşüyor. Ürün fiyatı artıyor. Örneğin o dönem inşaat demiri 6 Lira ise, biz inşaata başlayıncaya kadar 9 Lira olur. Şimdiden alayım.
Hatta demir çalınır endişesi taşıdım. Belediye’nin yanına koydum demirleri. Belediye’ye de rica ettim; (‘- demirlere siz bakıverin’)
BANA ASLA SÖYLENDİĞİ GİBİ
BİR HİSSE VERİLMEDİ. 100 BİN
LİRA HİKÂYESİ DE UYDURMA
Şimdi bu ortaklar (‘- sen bu demiri Karabük’ten almadın. Serbest piyasadan aldın. Buradan da komisyon aldın’) lafını yaydılar ortaklar aralarında.
Onun haricinde ortaklara bir bilgi paylaştım.
Hatta bir Kurucu Üye için de söyledim: (‘- Ben koşturuyorum. Sen de koşturuyorsun benimle beraber.
Ama sen görüyorsun. Koşturuyorum. Ama ben Belediye’de iken iyi- kötü bir maaşımız vardı. Şimdi belirli bir maaş da almıyorum. Bana bir hisse ayrılması lazım. Sen koşturuyorsun. Sana da bir hisse ayrılması lazım.’)
Bu kişi, sözlerimi aldı; başka türlü tefsir ederek diğer ortaklarla aramızın açılmasına neden oldu.
Bir toplantı yaptık. O toplantı da bana dediler ki, (‘- sana verelim 5- 10 KRş. Sen bu işi bırak. Biz devam edeceğiz.’)
Dedim (‘- Siz nesiniz?)
- Bana ne verdiniz?
- Senet verdiniz
- Ben senetleri size vereyim. Fabrikayı ben kendim yaparım.’)
(‘- BUYRUN SİZ DIŞARIYA’) DEDİM
Ondan sonra ben İş Bankası’na gittim.
Senetleri aldım.
Herkesin senet kâğıdını verdim.
(‘- Buyurun, siz dışarıya’) dedim.
YÜZ YÜZE KARŞILAŞMA HAZIRIM
Ben her zaman onlarla yüz yüze karşılaşmaya; konuşmaya hazırım.
Benim arkamdan laf çevrildi
Ondan sonra önüme gelip (‘- ya sen ayrıl ya biz’) dedikleri zaman, oturup düşündüm.
(‘- Bu işi ben yapabilir miyim?/ yapamaz mıyım’)
Bizim Aile olarak da bir gücümüz var
Ayrıca benim de kendime göre bir gücüm var
(‘- Ben bu işi toparlarım’) dedim.
(‘- O özgüveni kazandıktan sonra, senetleri aldım. O senetleri verdim. Buyurun senetlerinizi, yapabiliyorsanız yapın’) dedim.
Anlatıldığı gibi nakit yoktu. Senet vardı, senet
Anlatıldığı gibi 1’er Milyon nakit koymadılar, senet vermişlerdi.
Ayrıca benim payım diye bir durum da yoktu
Onlar 9 Milyon senet vermişlerdi
Benim payıma da her biri 100 Bin Lira ödemiş değiller. Böyle bir olay yok. Bunu bana söylemiş de değiller.
YALAN BİR GÜN YÜZLERİNE
VURULUR NASIL OLSA?
Bana, (‘- senin adına 100’er Bin Lira veriyoruz’) lafını söylemiş de değiller
Bana gelip açık söylenen yok ki
Arkamızdan konuşuluyor
Gazetelerde beyanat vererek bu lafı söylüyorlar
Şimdi ben bunların seviyesine inmeyi de düşünmem
Cevap hakkım doğsa da ne lüzum var ya
Olmayan bir konuyu yalan olarak söylediler
Yalan bir gün yüzlerine vurulur nasıl olsa
FUAT UYAR OLARAK 20 YIL
SEMA HALI MARKASI İLE
ÜRETİM GERÇEKLEŞTİRDİM
Daha sonra Sema’da birisini ortak almayalım diye mücadele ettim
Ve mücadeleyi kaybettim
Bir insan hayatta (‘- her mücadelesinde başarılı olacak’) diye bir şart yok
O şahsı mücadele etmeme rağmen içimize aldık
Bu şahıs tefeci idi. Ben almak istemedim. Bu şahıs fabrikayı dolandırttı. Siz ortağı olduğunuz bir yeri dolandırtır mısınız ya! Kendi menfaatiniz için…
Dolandırttı
Ben 1,5 Milyon Dolar zarar gördüm
Zarar daha fazla büyümesin diye ben fabrikayı kapattım
Yoksa bugün o fabrika dolandırtma hikâyesi olmasaydı, 2- 3 misli büyümüştü.
Şöyle: Fabrikayı kapatmak yerine küçük tutabilir miydim? Yapabilirdim
Ama yaptığım hesaplarda 20 makineden az üretim yaparsan, kazanmak zor
Benim fabrikada çalışıp emekli olan arkadaşlarım var. Hepsi (‘- Allah razı olsun’) diyorlar
Fabrikayı 1978’de inşa etmeye başladım. 1980’de üretime başladık
20 yıl üretim yaptık. Dolandırılma vakasından sonra da kapattık.”
ZİRVE 15 EYLÜL 1976’DA OLACAKTI.
O GÜN ISPARTA’DA UÇAK DÜŞTÜ
6 EKİM 1976’YA ERTELENDİ
KANSER TEDAVİSİ GÖREN HOCA
YARIM BIRAKTI, AKADEMİ İÇİN
ISPARTA’YA GELDİ
Isparta Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Faruk Suner, hatıralarını ‘MAVİ AY’ isimli bir eserinde yayımladı.
Orada Isparta Tarihi’nin çarpan bilgilerini paylaşıyor.
Vali Sabahattin Çakmakoğlu, Belediye Başkanı Fuat Uyar ve Isparta Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi’ne Kurucu Başkan olarak atanan Prof. Dr. Faruk Suner, 15 Eylül 1976’da Isparta’da buluşmak üzere program yapıyor
Ancak tam o gün Isparta’da uçak düşüyor
Zirve erteleniyor.
6 Ekim 1976’da ekip toplanıyor.
Hikâyeyi Büyük Usta; Makine Mühendisi Fuat Uyar anlatıyor:
“Üniversite kararını verdiğimizde rota belliydi:
Dağ Yolu/
İstanbul Asfaltı Çıkışı Arasındaki Tepeler
Önce Çünür’ü, Merkez İlçe’ye bağlı ‘Mahalle’ statüsüne geçirerek başladık.
Çünkü o arsalar Hazine’ye aitti ama Çünür’ün kontrolü altındaydı.
SDÜ’NÜN KADASTROSUNU YAPAN MÜDÜR
DAHA SONRA ANAVATAN İKTİDARI’NDA
BAKAN OLACAKTI
O dönem Tapu- Kadastro Müdürü Sudi Türel’e vazife verdik. (‘- Sudi Türel, daha sonra Anavatan Hükümeti’nde Bakan olacaktı.’) Sudi Türel Bey oranın kadastrosunu çıkardı. İşte o zaman ‘2 Tepe’nin üniversiteye tahsisine karar verildi.
O üniversitenin ismini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) verdiği için bizim bir itirazımız söz konusu olmazdı.
Biz Isparta Üniversitesi olarak düşünmüştük. İsim mühim değil. Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) oldu. Mühim olan bu eserin yapılması idi.
Çünür, ‘Mahalle’ olunca Belediye olarak bizim kontrolümüze girdi. Ve biz de Belediye olarak ilk planda 300 Dönüm Arsa’yı üniversite projesi için tahsis ettik.